Loading

   
  petshopkardelen
  Güvercin Çeşitleri | Kuşlar Ve Özellikleri
 
Güvercin Çeşitleri 


Azman



Azman,kısa gagalı uçucu ırkların içerisinde Denizli'de en yaygın ırktır Bangoda görülen köşeli kafa yapısı,patlak ve dışa çıkık gözler Azman ırkında görülmezBangolara oranla daha uzun boylu, sivri uçlu kanat yapısına sahip ve uçucudurlar
Kafa yapısı incelendiğinde başın öne doğru bombe yaptığı ve iki göz arasından gaga ucuna doğru bir üçgen oluşturduğu görülürGaga, bangolara oranla uzundur Gözler normal büyüklüktedir ve her renkte görülebilmektedir Dayanıklı bir bünyeye sahip azman ırkı çok iyi bakıcılık yaparUzun ömürlüdürler 

Uçuşları sırasında birbirlerine çok yakınlaşarak grup oluştururlar Kümes üzerinden neredeyse hiç ayrılmazlar ve pırıltı gösterildiğinde hızla kanatlarını kapatarak dalarlarBu özellikleri sebebiyle dolapçı ve döneklere refakatçi olarak uçurulurlarGruplarda belli bir sayı standartı aranmaz Yavru azmanlar tecrübeli gruplar içinde alıştırılmalıdırEğer birkaç yavru beraber uçurulursa saatler sürecek bir gezintiye razı olunması gerekecektir

Nesli takip edilmiş yavruları uçurduysanız pek korkmanıza gerek yok, gezinti sonrası hiç yorulmamışçasına yuvaya döneceklerdir Hemen her renkte görülebilen azmanların en beğenilen renk varyasyonu karakuyruklardır Karakuyrukta kapak ( kuyruk altı beyaz tüyler ) olmamasına dikkat edilirAyrıca ciba ( kanat-kuyruk ) beğenilen ve aranan bir renktir Denizli azmanlarında beyaz kuyruklu ciba bulunmazKanat rengi neyse kuyruk renkleri de aynıdırSon yıllarda değişik ırkların girişiyle beyaz kuyruklu cibalar da görülmeye başlanmıştırDiğer beğenilen renkleri düz renkler,çiller ve çakallardır Denizli'de yetiştirilen azmanlarda tepe,paça ve tozluk görülmez


Bağdat



Ülkemizde Bağdat, Bağdadi, Bağdadiye ve Bağdatlı adları ile bilinen bu güvercin ırkı, Irak kökenlidir Dünya da Bagdat, Baghdad, Bagdette gibi adlarla bilinmektedir Günümüzde doğu ve güneydoğu bölgelerimizde yetiştirilmektedir Ancak sayıları azalmıştır Korunması için önlemler alınması gerekmektedir
Dünyada ve özellikle de Avrupa’da köken olarak bu ırktan kaynaklanan çeşitli tipte Bağdat güvercinleri bulunmaktadır Bu güvercinlerle bizim yetiştirdiğimiz Bağdat güvercinleri arasında köken olarak kan benzerliğinin dışında belli bir benzerlik yoktur Ülkemizde yetiştirilen Bağdat güvercinleri daha çok Suriye Bağdatlarına benzemektedir 

Bağdat güvercinlerini, bir yere yuva yaptıktan sonra, başka bir yere alıştırmak imkansız gibidir Aradan 10 yıl geçse bile bıraktığınızda, ilk yuvasına geri döndüğü söylenmektedir Bu özellikleri onları gerçekten de çok değer verilen bir güvercin haline getirmiştir Ülkemizin batı bölgelerinde, Irak yöresinden ve Doğu bölgelerimizden getirilen güvercinlere genel olarak Bağdat adı verme gibi yanlış bir eğilim olmakla birlikte, Bağdat adı, gerek doğu ve güneydoğu, gerekse diğer bölgelerimizde ayrı ve kendine özgü özellikleri olan bu ırkı karakterize etmektedir Bazen posta güvercinlerine Bağdat denildiği de olmaktadır Bağdat güvercinleri eski dönemlerde posta güvercini olarak kullanılmış olmakla birlikte, bugün bildiğimiz posta güvercinleri ile ayrı ırkları temsil etmektedirler Yöresel olarak “Posta Burunlu” ve “Homoma” gibi adları vardır 

Bağdat’ın Osmanlı devleti topraklarına katılması 1534 yılında Kanuni döneminde olmuştur Daha sonra bir ara tekrar İranlıların eline geçen Bağdat, son olarak 1639 yılında 4 Murat devrinde yeniden alınmıştır Hata 4 Murat Bağdat’ı almasının anısına İstanbul’da bugün Topkapı sarayı içinde bulunan ünlü Bağdat köşkünü yaptırmıştır Bağdat güvercinlerinin Osmanlı dönemi öncesinden beri Irak’da yetiştirildiği bilinmektedir Osmanlı döneminde de bu güvercinler bölgede yetiştirilmeye devam edilmiş ve geliştirilmişlerdir Bu güvercinler, eski dönemlerde, tüm çevre bölgelerde değer verilen ve bilinen bir güvercin ırkıdır Bir çok kaynakta adından bahsedilen bu güvercin ırkı için, dönemin en değer verilen ve en pahalı kuşu olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz Daha çok haberleşme amaçlı kullanılan bir kuştur Uzun uçması ve yuvasına bağlılığı onu, iyi bir posta güvercini haline getirmiştir Oyunlu bir kuş değildir, takla atma gibi özellikleri bulunmaz Anadolu’da eski devirlerde salma kuşu olarak kullanılmıştır Salma kuşları, genel olarak belli bir uzaklığa götürülüp bırakılan ve yuvasına ne kadar kısa sürede dönerse o kadar değerli kabul edilen güvercinlerdir Anadolu’da Osmanlı döneminden beri devam eden eski bir gelenek olan salma yarışlarında kullanılan güvercinler, genellikle bu ırkımızdır Salma yarışları, farklı kuşçuların, kuşlarını belirlenen uzak bir noktadan aynı anda bırakmaları ile başlar Kimin kuşu yuvasına daha önce dönerse o kuşçu yarışı kazanmış sayılır Kuşların bırakıldıkları uzaklıklar, 50 – 100 km arasında değişmektedir Evliya Çelebi Bursa’dan bırakılan Bağdat güvercinlerinin, İstanbul’a hemen ulaşabildiklerini söylemektedir Bu güvercinler hakkındaki en eski bilgileri 1650’li yıllarda Bağdat’ı ziyaret eden Evliya Çelebi’den almaktayız Evliya Çelebi, bu güvercinlerden övgü ile uzun uzun bahsettikten sonra, Bağdat’ta bu güvercinlerin kökenini araştırarak bizlere çok değerli bilgiler aktarmaktadır Bu bilgilere göre, Bağdat güvercinlerinin geçmişi oldukça eskilere kadar gitmektedir Bağdat’ta bulunan “kuşlar kalesi” denilen kalenin içinde yer alan eski kilisedeki papazların, bu kuşları haberleşme amacı ile kullandıklarını, bu geleneğin onlardan sonra Bağdatlı tüccarlar tarafından devam ettirildiğini ve geliştirildiğini belirtmektedir Bu kuşların o dönemde Mısır, Dimyat, İskenderiye, Cezayir, Tunus, Fas, Merakeş, Yembu, Cidde, Mekke ve Yemen’de beslendiğini gene Evliya Çelebi’den öğrenmekteyiz Bu güvercinler o dönemde, Şam’a, Mısır’a, Halep’e, Hind ve Sind’e götürülüp sırtlarına kağıtlar bağlanıp bırakılıyorlar ve buralardan Bağdat’a geri geliyorlardı 

Bağdat güvercinleri, normal güvercinlere göre daha iri bir ırktır Vücut ağırlıkları 500 - 600 gramdan aşağı olmaz Bir kilo gelenleri de bulunmaktadır Gaga uzun ve kalındır Burun delikleri belirgindir Burunun üzeri etli olur Burun üzeri eti büyük olanlar daha tercih edilirler Ayaklar paçasız olup büyük ve kırmızı renklidir Ayak parmakları dikkati çekecek kadar uzundur Göz rengi, turuncu veya kırmızı olup gözler büyüktür Kırmızı göz rengi bu güvercinlerde makbuldür Göz çevresi tüysüz, kırmızı ve kabarık etlidir Boynu uzun ve aşağı doğru yay çizer vaziyette kartal görünüşlü bir güvercin ırkıdır Bu güvercinler gerdanlı olurlar Her rengi olmakla birlikte çoğunlukla siyahtır Siyah üzerine dağılmış şekilde farklı renkleri üzerinde taşıyan tipleri yaygındır 
Günümüzde Anadolu’da eskisi kadar yaygın değildir Hatta tükenmiştir denilebilir Özellikle doğu ilerimizde ve güneydoğu Anadolu’da bulunabilen bir ırktır Bu ırkımızın da nesli tehlike altındadır Acilen korumaya alınıp geliştirilmesi gerekmektedir



Bango



Güvercin soylarından çok geniş kapsamlı bir türdür Bu tür diğer güvercin türlerine göre daha ufak olmasıyla bilinirSoyu, 8yüzyılda Afrika'dan gelmektedir
Vücudu ve renkleri bir harmoni oluşturarak mükemmel uyumlu bir görüntü oluştururKafa büyük, vücut orantısına ve büyüklüğüne göre kısa kalın bir gaga yapısı vardır Ağız geniş ve gaga toplu iğne başı görüntüsündedir Gözler patlak, göz çerçevesi beyazdır Göğsünde gül bulunurAyaklar çıplak ve kısadır Bango ismi, Galeba ismi verilen martılara benzediği için verilmiştir Almanya'da KRAUSENTAUBEN İngiltere'de CORTBECKS olarak isimlendirilmişlerdir 

RENKLER: 

Kırmızı, siyah, mavi, sarı renkleri vardır Vücutları beyaz, kanat ve kuyrukları renklidir 

UÇUŞ ÖZELLİKLERİ: 

Bangolar uçuş özelliğinden çok, güzellikleri için beslenirler Düz uçumlu olup, yüksek uçar ve kümesinden pırıltı verildiğinde hızla aşağıya dalarlar Bu özelliğinden ötürü özellikle dönek besleyen kişiler, döneklerinin daha randımanlı dönebilmesi için mutlaka bir bango ile birlikte uçururlar Bangolar yaklaşık, 1- 1,5 SAAT uçarlar Kendi kümesinden kuş gösterildiğinde hemen dalışa geçer ama kesinlikle bir başkasının kümesine bu refleksi göstermez Kolay kolay yakalanmazlar Döneklerse tam tersine, aşağıdan verilen her pırıltıya reflekslidirlerBangoları genelde ılıman iklimi olan bölgelerde beslemek daha doğrudur soğuk bölgelerde hem sağlıklı üreyememekte, hemde sağlık problemleri ile sık sık karşılaşılmaktadır Türkiye'de özellikle İstanbul ve İzmir'de beslenmekte olup, eskiden bir çok ilde beslenmekteydiAynı nesil Bulgaristan'da da beslenmekte olup, KABAK ismi ile tanımlandırılmaktadırlar Avrupa'da ise en çok Berlin'de beslenmekte olup, orada da BERLİN BANGOSU olarak adlandırılmıştır Bu Bangolar genelde mavi kanat olup, üzerinde siyah şeritler bulunmaktadır 

BESLENMESİ: 

Bangolar uçmayan kuşlara ait besin reçetesi ile beslenmelidirler Aşağıda bu reçete belirtilmiştir Bezelye 30% Fiğ 10% Soyulmuş arpa 20% Küçük mısır 6% Süpürge tohumu 4% Buğday 10% Darı 20% Bangoların vücutları küçük olduğundan, günde 25 gr yem beslenmeleri için yeterli olmaktadır Dönek, kelebek, taklacı, posta gibi orta büyüklükteki güvercinler ise, 30-35 gr, Bağdat ve göğüs şişiren kuşlarsa 50-55 gr yem ile beslenebilirler



Tippler



Dünyada “Tippler” adı ile tanılan bu güvercinlere, ülkemizde İngilizce’den kısaltılarak kısaca “Tip” adı verilmektedir Ülkemizde yerli bir ırk olmayıp tamamen ithaldir Son yıllarda yurdumuzda da yetiştirilmeye hatta kuş pazarlarında bile rastlanmaya başlanmıştır Tippler kelimesi İngilizce’de “Akşamcı” anlamına gelmektedir Bu kelime İngiltere’de olduğu gibi bizde de akşamdan akşama içkisini yudumlamayı adet haline getirmiş kişiler için kullanılan bir değimdir Bu güvercinlere akşamcı denmesinin nedeni, bu kuşların gece de uçuşlarını sürdürebilmelerinden kaynaklanmaktadır
Tip ırkının orijininin Asya kökenli ve Hindistan – Pakistan merkezli olduğu bilinmektedir Asya kökenli güvercin ırklarının bir çoğu gibi bu ırkın da sonradan Avrupa’ya gönderilmiş olduğu bir gerçektir Ünlü gezgin Marco Polo, 13 yüz yılda bu olaya tanıklık edenler arasındadır Daha sonradan ipek yolu rotası boyunca özellikle 16 yüz yılda çeşitli güvercin ırklarının Avrupa’ya taşındığını bilinmektedirGüvercinlere olan merakları ile bilinen Moğol hükümdarlarının bu konuda önemli rol oynadıkları bilinen bir gerçektir Tip ırkının da bu hükümdarlar aracılığı ile ilk kez İngiltere’ye gönderilmiş olduğu düşünülmektedir 

İngiltere’de Manchester kentinin güneyinde yer alan ve küçük bir kasaba olan Macclesfield’de bu güvercinlerin eski dönemlerden beri var oldukları bilinmektedir 1875 yılında Cumulet ve bazı taklacı türlerin melezlenmesi sonucu elde edilmiş bir ırktır Tip ırkı güvercinler, eski dönemlerde ipek üretimi ile tanılan bu kasabadan diğer komşu illere de yayılmıştır Özellikle Sheffield’da yaygınlaşmışlardır Bu nedenle Sheffield ve Macclesfield Tipplerleri bilinen iki ünlü Tippler türüdür 1930 yıllarda var olduğu bilinen Sheffield hayvan pazarında Tippler yetiştiricileri toplanmaktaydılar Bu hayvan pazarı 1939 yılından sonra II Dünya savaşının başlaması ile birlikte ortadan kalkmıştır Sheffield’da “Macs” adı ile anılan Macclesfield Tipplerleri, daha iyi gece uçuş özellikleri kazanabilmeleri için farklı güvercin ırkları ile kırılarak geliştirilmişlerdir Bu kırılmalar sonucu gösteri ve yarış kuşları olarak farklı uçuş özellikleri bulunan tippler çeşitleri geliştirilmişlerdir Bugün bilinen tipplerler bu kırılmalar sonucu elde edilmişlerdir 

Tip ırkı güvercinler birer performans kuşudurlar Uzun süreli ve yüksek uçmalarının yanı sıra gece de uçuşlarına devam etmeleri en karakteristik özellikleridir Bu güvercinler nokta yükseklikte 10–15 saat arasında çok rahat uçuşlarını sürdürebilmektedirler Hava karardıktan sonra da en az 2 saat kadar uçuşlarına devam ettikleri bilinmektedir Her zaman yuvalarına geri dönme özellikleri, akıllı davranışları, yuvasına çabuk alışması ve enerjik görünümleri ile sempatik ve cana yakındırlar Uzun uçucu olmaları nedeni ile uçuş için sabahın erken saatlerinde salıverilirler 

Sabah 06 saatleri uçuş için uygundur Daha geç saatlerde uçurulduklarında geri gelebilmeleri zorlaşmaktadır Uçuş sırasında hava koşullarının iyi olmasına dikkat edilmelidir Her zaman aç olarak uçurulurlar Ancak uçuştan 2 saat öncesinde sabah 04 saatlerinde su içmeleri sağlanır Çünkü bu kuşlar uçtuktan sonra yere sadece susadıkları için inerler Yuvalarına geri geldikten sonra akşamüzeri günde bir kez olmak üzere yemlenirler Verilen yem karışımları içersinde suyu emen taneler olmamasına dikkat edilir İdeal uçuş grubu 5–7 kuştan oluşmaktadır Ülkemizde tip yetiştiricileri daha çok kelebek ve dönek gibi dalıcı dönücü ırkları daha yükseltebilmek amacıyla tipler ile birlikte uçurma amacıyla bu ırka eğilim göstermektedirler 

Uçuş sezonu öncesinde en az 3 ay dinlenmeye alınırlar ve uçurulmazlar Hatta bu süre içinde kanat telekleri çekilerek yeni tüy gelmesi sağlanır Bu süre içinde mineral ile vitamin takviyeleri ile çok iyi beslenirler Bakımları ve yetiştirilmeleri aynı posta güvercinlerinde olduğu gibi özen ve sabır gerektirir 

Fiziki yapı olarak orta büyüklükte kuşlardır Baştan kuyruğa doğru gidildiğinde incelen bir yapı gösterirler Başları yuvarlak ve düzgündür Boyunları orta uzunlukta ve kalınlıktadır Gaga hafif ince ve orta uzunluktadır Uzun gaga istenmeyen bir durumdur Gaga rengi genellikle siyahtır Ancak bazı renklerde kemik rengi gaga da kabul edilmektedir Kanatlar kuyruk üzerinde taşınır Kuyruk 12 telekten oluşur Dar ve düz bir yapıda olan kuyruk biraz uzun görünümlüdür Gözler inci göz tabir edilen şekilde açık renkli ve parlak olmalıdır Çok belirgin olmayan göz çevresi halkası gri renklidir Kısa ve kuvvetli olan bacaklar koyu kırmızı renkte olmalıdırlar Ayaklarda paça bulunmaz Ülkemizde bazı Tip ırkı güvercinlerin paçalı oldukları bilinmektedir Bunlar paçalı bazı ırklarla kırılma sonucu geliştirilmişlerdirAyak tırnakları genellikle siyah renk olur ancak bazı renklerinde kemik renk tırnak bulunabilir Tip ırkında bir çok renk çeşidi vardır Şeritli ve şeritsiz olanları bulunur Beyaz renk üzerinde genellikle farklı renkli tonlarda benekli bir yapıya sahiptirler



Dönek



Döneklerler de kelebekler gibi 14-16 kuyruk teleğine sahiptir Siyah, mavi, kırmızı renklere sahiptir kafaları kanat ve kuyrukları beyazdır yüksek uçarlar pırıltıya hassasiyetleri vardır uzak mesafelerden gelmeleri de biraz güçtür
Salındıklarında çok çabuk yükseklik kazanan bu kuşlara yerden kuş gösterildiğinde (pırıltı) kanatlarını toplayarak dalarlar ve bu dalış süresince bir yada bir kaç kez kanat kuyruk ekseninde pervane şeklinde dönerlerBu ırkta ıslah hedefi, yüksek hızda uzun mesafe dönüştür 

Dönüş esnasında kanatların duruşu kuştan kuşa farklılık gösterir Bazıları kanatlarını neredeyse vücutlarına yapıştırarak dönerken, büyük bir kısmı dönüş esnasında kanatlarını çeyrek açık tutarlar Diğer bir kısmı ise kanatlarını oldukça fazla açarak dönerler Yandan bakıldığında kuşun her dönüşte kendisini çevirttirdiği ve rollerlardan (dolapçılardan) farklı olarak,dönüşler arası geçiş, çok hızlı dönüşlerde dahi açıkça belli olur En iyi dönüş 45 derecelik açıyla daldığında görülebilirBu açıdan sapma dalış ve dönüş kalitesini olumsuz olarak etkiler Daha çok Denizli tarafında büyük bir ilgiyle Dolapçılar ve dönekler yetiştirilmektedir 

Kümeste ürkek görünen bu kuşların aslında kontrolleri çok kolaydırKümes önünde eğer bir kaç kuş varsa yerden kolay kolay kalkmaz Hatta isterseniz bir grup döneği bir sopayla sürerek tanımadıkları yerlere dahi götürebilirsiniz Dışarıdan bir müdahale olmadığı sürece,yani onları aşırı derecede ürkütecek bir şey olmadığı sürece uçmazlarAncak bu özelliklerinden dolayı kötü uçucu oldukları sonucu çıkarılmasın Dönek yavruları diğer bir çok ırka nazaran daha çabuk uçmaya alıştırılabilirler Hiç uçmamış bir yavru kolayca uçan kuşların ardından yükselebilir İşte bu özellikleri nedeniyle genç kuşlar ilk uçurulduklarında çok dikkat edilmesi gereken bir nokta var İlk uçuşlarında dahi diğer kuşları takip edip fazlaca yükselebilirler ancak çoğunlukla aşağıdan kuş gösterildiğinde diğer alışkın kuşlar gibi hızla aşağıya inememektedirler Henüz çevreyi de yeterince tanımadıkları için çok yüksekten fazla açılmakta ve kaybolmaktadırlar Hele hele çevrede başka kuşlar uçuyorsa ve hatta yabani güvercin ve kumrular dahi yavrunun şaşırmasına neden olabilirler Bu durum da yavru kuşun yanında daha önce uçan kuşların ürkütülerek yere inmeleri önlenmeli ve mümkünse daha fazla kuş kaldırılmalıdır 

Buradan da anlaşılacağı gibi yavruların ilk uçuşlarında çok yükselmeleri ve açılmaları engellenmelidirBu amaçla fazla uzun süre uçmayan ve çok yükselmeyen başka ırktan kuşlar kullanılabilirAncak bu yöntem dahi,daha önce belirttiğim gibi eğer çevrede kuşların konsantrasyonunu bozacak başka kuşlar varsa,risklidir Yavru yitirmemenin diğer bir yolu erken uçurmamaktır Eğer ilk olarak 8-10 haftalık yaşta uçurulurlarsa,yön bulma yetenekleri gelişmiş olacağından ve yerden de olsa çevreyi daha iyi tanımış olacaklarından kaybolmaları zordur Bazı ırklarda ilk uçurmanın geç yaşta yapılması uçuş kalitesini ve diğer yetenekleri (takla gibi) olumsuz yönde etkilemektedir Hatta bu ırklarda 8-10 haftalık yavruların 5-6 haftalıklara nazaran yalnızca havaya kalkmalarını sağlamak bile güçleşir Dönekler formda tutuldukları sürece ilk uçurma çok daha geç yaşta yapılsa dahi sorun yaratmaz Ergenleşmiş, yani 20-22 haftalık hayvanların dahi uçurulmarı çok kolaydır Ancak bu dönemde beslenmelerine dikkat edilerek yağlanmaları önlenmelidir 

Tüm uçucu kuşlarda olduğu gibi bu ırkta da yemin sınırlı tutulması gereklidir Yağlanma iyi uçan ve dönen kuşlarda dahi dalış ve dönüş kalitesini olumsuz yönde etkilerÖnerim kuşlar aç olduklarında bir öğünde yiyebilecekleri yem miktarının sabah 1/3'ünü ve akşam 2/3'ünü olmak üzere iki öğünde verilmesidir Uçan kuşlara ağırlıklı olarak buğday verilebilir Buğdayla birlikte çok az miktarda kaliteli damızlık yemi de verilmelidir Kuşun kümese bağlanması yani çevreyi tanıma turları bittikten sonra dalış ve dönüş alıştırmasına geçilebilir Bu amaçla alıştırılacak kuş tecrübeli bir kuşla uçurulmalıdır Kuşlar yeterli yüksekliğe ulaştıklarında ve ikisinin de pozisyonları inecekleri yere aşağı yukarı 45 derece olduğunda (rüzgar altında), önce herhangi bir işaretle (ıslık, düdük, mendil sallama, el sallama vb) dikkatlerinin yere çekilmesi gerekir Bu işaret bir süre sonra kuş için dalışa hazır ol anlamı kazanır Akabinde derhal kuş gösterilerek tecrübeli olan kuşun dalışa geçmesi sağlanmalıdır Çok geçmeden tecrübesiz olan da onu takip edecektir Eğer aynı anda ikiden fazla kuş uçurulursa,her ne kadar toplu uçan kuşlar olmalarına rağmen hepsinin aynı anda pozisyon almalarının sağlanması güçleşir Havada nerede olurlarsa olsunlar aşağıdaki kuşa (pırıltı) reaksiyon göstereceklerinden istenen dalış ve dönüş sonucu alınamaz Bazı yetiştiriciler bir kerede bir kuş uçurmaktadırlar Bu yöntemin avantajı kuşun kontrolünün çok kolay olmasıdır Ancak dezavantajda yalnız başına uçan kuşun yeterli yüksekliğe çıkamamasıdır Alıştırmada pozisyon aldıktan sonra inecekleri yere yani kuş gösterilecek yere mutlaka bakmaları sağlanmalıdır Zira dalış ve dönüş kalitesi bu durumdan önemli derecede etkilenmektedir Dönekler uçarken onları iyi izleyebilecek ve onlarında bizi iyi görebilecekleri bir yerde durulmalıdır Kuşlar uçarken onların bizi göremeyecekleri bir yerde durmamız, daha sonra ortaya çıkıp pozisyon almalarını beklemek boşunadır Zira pozisyon al işareti kendimiz oluruz ve kuşlar bizi görür görmez dalış için beklemeye başlar ve hatta dalışa geçerler Bu nedenle daima görünecek bir yerde bulunmalı ve dalış için hazır ol işareti verilmelidir 

Orta irilikte ancak oldukça uzun sayılabilecek bir güvercin ırkıdır14 adet olan kuyruk telek tüyleri de genellikle normalden uzun ve geniş sayılabilirBir çoğunda kuyruk hafifçe,kelebeklerde olduğu kadar olmasa da ,çatı şeklinde iki yana eğimlidirKanatlarını kuyruğun üzerinde taşıyan bu ırkta kanatlar uca doğru biraz sivrice ve kanat açıklığı diğer bir çok ırka nazaran bira daha geniştir (iki kanat ucu arası mesafe)Aynı zamanda uzunca bir gagaya sahiptirlerKısa sayılabilecek ayaklara sahip olan bu kuşların duruşu neredeyse yere paraleldirTürkiye'de yetiştirilen döneklerde paça ve tepe görülmezSon yıllarda sıkça görülmeye başlayan paçalı yada tozluklu olanları, Makedonya (Yugoslavya) döneği ile melezdirAlaca ve düz her renkte görülen bu güvercinlerde en yaygın renkler beyaz kafalı,kanat uçları beyaz ve beyaz kafalı,kanat uçları ve kuyruk beyazdırdiğer tarafları genellikle siyah, ondan sonra görülme sıklığına bağlı olarak sırasıyla mavi (siyah şeritli) yada çakmaklıdırEn az rastlanılanları kırmızı (ressesif) alacalardırBeyaz kafalı ve uzun kanat telekleri beyaz olanlarına İzmir yöresinde Baska, ayrıca kuyruğu da beyaz olanlarına Galaca adı verilmektedirRenklerine göre şöyle adlandırılmaktadırlar; kara galaca, kara baska,mavi galaca vb Ressesif kırmızıları,ister düz renkte olsunlar isterse alaca,çakal olarak adlandırılmaktadırlarGöz renkleri genellikle siyah olmakla beraber,yabani göz rengi hariç,diğer göz renklerine de rastlanırEşeysel olgunluk (kızgınlık),beslenmeye bağlı olmakla beraber diğer ırklara göre biraz daha geçtirAynı zamanda trichomonad ve paramixovirus gibi hastalıklara karşı daha duyarlıdırlarYavrulara bakma özellikleri posta ve dewlaplara nazaran kötüdürGenellikle bir yuvadaki yavrular arasında belirgin bir gelişme farklılığı görülür Ana yetiştirilme bölgesi Türkiye'nin batısıdırBuralardada çok yaygın olmamakla birlikte bazı kentlerde neredeyse yalnızca dönek yetiştirilmektedirEn fazla yetiştiricisi büyük kentlerden İzmir'dedir İzmir'den sonra Bursa'yı ve Denizli'yi sayabiliriz Özellikle İzmir ve Bursa'da başka ırklarda yaygın olarak yetiştirilmesine rağmen Denizli'de neredeyse yalnızca dönek yetiştirilmektedirİzmir ve Bursa'da en çok göçmenlerce yetiştirilmektedirlerBu illerin dışında Ege kıyısında bazı ilçelerde,örneğin Ayvalık ve Trakya'da da Malkara ve Keşan ilçelerinde hemen hemen yalnızca bu ırka rastlanmaktadır İstanbul'da da hemen her ırkın olduğu gibi çok az sayıda da olsa yetiştiricisi mevcuttur 

Salındıklarında çok çabuk yükseklik kazanan bu kuşlara yerden kuş gösterildiğinde (pırıltı) kanatlarını toplayarak dalarlar ve bu dalış süresince bir yada bir kaç kezkanat kuyruk ekseninde pervane şeklinde dönerlerBu ırkta ıslah hedefi,yüksek hızda uzun mesafe dönüştürDönüş esnasında kanatların duruşu kuştan kuşa farklılık gösterir Bazıları kanatlarını neredeyse vücutlarına yapıştırarak dönerken,büyük bir kısmı dönüş esnasında kanatlarını çeyrek açık tutarlarDiğer bir kısmı ise kanatlarını oldukça fazla açarak dönerlerYandan bakıldığında kuşun her dönüşte kendisini çevirttirdiği ve rollerlardan (dolapçılardan) farklı olarak,dönüşler arası geçiş,çok hızlı dönüşlerde dahi açıkça belli olurEn iyi dönüş 45 derecelik açıyla daldığında görülebilirBu açıdan sapma dalış ve dönüş kalitesini olumsuz olarak etkiler Kümesde ürkek görünen bu kuşların aslında kontrolleri çok kolaydırKümes önünde eğer bir kaç kuş varsa yerden kolay kolay kalkmazHatta isterseniz bir grup döneği bir sopayla sürerek tanımadıkları yerlere dahi götürebilirsinizDışarıdan bir müdahale olmadığı sürece,yani onları aşırı derecede ürkütecek bir şey olmadığı sürece uçmazlarAncak bu özelliklerinden dolayı kötü uçucu oldukları sonucu çıkarılmasınDönek yavruları diğer bir çok ırka nazaran daha çabuk uçmaya alıştırılabilirlerHiç uçmamış bir yavru kolayca uçan kuşların ardından yükselebilirİşte bu özellikleri nedeniyle genç kuşlar ilk uçurulduklarında çok dikkat edilmesi gereken bir nokta varİlk uçuşlarında dahi diğer kuşları takip edip fazlaca yükselebilirler ancak çoğunlukla aşağıdan kuş gösterildiğinde diğer alışkın kuşlar gibi hızla aşağıya inememektedirlerHenüz çevreyi de yeterince tanımadıkları için çok yüksekten fazla açılmakta ve kaybolmaktadırlarHele hele çevrede başka kuşlar uçuyorsa ve hatta yabani güvercin ve kumrular dahi yavrunun şaşırmasına neden olabilirlerBu durum da yavru kuşun yanında daha önce uçan kuşların ürkütülerek yere inmeleri önlenmeli ve mümkünse daha fazla kuş kaldırılmalıdır  

Buradan da anlaşılacağı gibi yavruların ilk uçuşlarında çok yükselmeleri ve açılmaları engellenmelidirBu amaçla fazla uzun süre uçmayan ve çok yükselmeyen başka ırktan kuşlar kullanılabilirAncak bu yöntem dahi,daha önce belirttiğim gibi eğer çevrede kuşların konsantrasyonunu bozacak başka kuşlar varsa,risklidirYavru yitirmemenin diğer bir yolu erken uçurmamaktırEğer ilk olarak 8-10 haftalık yaşta uçurulurlarsa,yön bulma yetenekleri gelişmiş olacağından ve yerden de olsa çevreyi daha iyi tanımış olacaklarından kaybolmaları zordurBazı ırklarda ilk uçurmanın geç yaşta yapılması uçuş kalitesini ve diğer yetenekleri (takla gibi) olumsuz yönde etkilemektedirHatta bu ırklarda 8-10 haftalık yavruların 5-6 haftalıklara nazaran yalnızca havaya kalkmalarını sağlamak bile güçleşir Dönekler formda tutuldukları sürece ilk uçurma çok daha geç yaşta yapılsa dahi sorun yaratmaz Ergenleşmiş, yani 20-22 haftalık hayvanların dahi uçurulmaları çok kolaydırAncak bu dönemde beslenmelerine dikkat edilerek yağlanmaları önlenmelidir 

Tüm uçucu kuşlarda olduğu gibi bu ırkta da yemin sınırlı tutulması gereklidirYağlanma iyi uçan ve dönen kuşlarda dahi dalış ve dönüş kalitesini olumsuz yönde etkilerÖnerim kuşlar aç olduklarında bir öğünde yiyebilecekleri yem miktarının sabah 1/3'ünü ve akşam 2/3'ünü olmak üzere iki öğünde verilmesidirUçan kuşlara ağırlıklı olarak buğday verilebilirBuğdayla birlikte çok az miktarda kaliteli damızlık yemi de verilmelidir 

Kuşun kümese bağlanması yani çevreyi tanıma turları bittikten sonra dalış ve dönüş alıştırmasına geçilebilir Bu amaçla alıştırılacak kuş tecrübeli bir kuşla uçurulmalıdırKuşlar yeterli yüksekliğe ulaştıklarında ve ikisinin de pozisyonları inecekleri yere aşağı yukarı 45 derece olduğunda (rüzgar altında), önce herhangi bir işaretle (ıslık, düdük, mendil sallama, el sallama vb) dikkatlerinin yere çekilmesi gerekirBu işaret bir süre sonra kuş için dalışa hazır anlamı kazanırAkabinde derhal kuş gösterilerek tecrübeli olan kuşun dalışa geçmesi sağlanmalıdırÇok geçmeden tecrübesiz olan da onu takip edecektirEğer aynı anda ikiden fazla kuş uçurulursa,her ne kadar toplu uçan kuşlar olmalarına rağmen hepsinin aynı anda pozisyon almalarının sağlanması güçleşirHavada nerede olurlarsa olsunlar aşağıdaki kuşa (pırıltı) reaksiyon göstereceklerinden istenen dalış ve dönüş sonucu alınamazBazı yetiştiriciler bir kerede bir kuş uçurmaktadırlarBu yöntemin avantajı kuşun kontrolünün çok kolay olmasıdırAncak dezavantajda yalnız başına uçan kuşun yeterli yüksekliğe çıkamamasıdırAlıştırmada pozisyon aldıktan sonra inecekleri yere yani kuş gösterilecek yere mutlaka bakmaları sağlanmalıdır Zira dalış ve dönüş kalitesi bu durumdan önemli derecede etkilenmektedirDönekler uçarken onları iyi izleyebilecek ve onlarında bizi iyi görebilecekleri bir yerde durulmalıdırKuşlar uçarken onların bizi göremeyecekleri bir yerde durmamız,daha sonra ortaya çıkıp pozisyon almalarını beklemek boşunadırZira pozisyon al işareti kendimiz oluruz ve kuşlar bizi görür görmez dalış için beklemeye başlar ve hatta dalışa geçerlerBu nedenle daima görünecek bir yerde bulunmalı ve dalış için hazır ol işareti verilmelidir
 

Bursa



Bursa ilimizden adını alan bu güvercin ırkı Bursa'dan başka ağırlıklı olarak İstanbul, İnegöl, Mustafa Kemal Pasa ve Afyon yörelerinde yetiştirilmektedir Yerel ismi Oynar olan Bursa ırkı Osmanlı Devleti zamanında da yetiştirilmiş bir ırktır Özellikle Bursa'da babadan oğula devretmiş, 60-70 yıl öncesinden günümüze kadar nesilleri takip edildiği bilinen Bursa ailelerine rastlamak mümkündür
Başlıca renkleri ; siyah kanat akkuyruk, akkanat akkuyruk ve beyaz olan Bursa ırkının (renk tanımlarını sayfanın altında bulabilirsiniz) 12 tel kuyruk yapısı ve kuyruküstü yağ bezesi bulunur 

Bursa bu özellikleriyle Mülakat ve Çakal ırkından hemen ayrılır Kuyruğun alt ve üst kapakları siyah olmalı yalnızca 12 tel kuyruk ve altındaki ince kapak beyaz bulunmalıdır Siyah kanat akkuyruklarda beyaz gaganın ucundaki siyahlık tercih edilirken akkanat akkuyruklarda ise kanat uçlarındaki beyaz teleklerin 7-7 formunda olmasına dikkat edilir Dik duruşlu, neşeli ve hareketli bir yapıya sahiptirlerOrta irilikteki vücut yapısında geniş ve dışa çıkık bir göğüs, uzun ve kalın yapılı beyaz bir gaga ilk dikkati çeken özelliklerdendir Kanatları vücuduyla orantılı olarak normal uzunluktadır Burun üzerinden başlayan alın yapısının öne doğru çıkık olması yine önemli bir özelliktir Göz çevresindeki etli yapı kesinlikle beyaz ve belirgin olmalıdır Sari veya kırmızı etli göz çevresi istenilmez Göz rengi de çok önemli olup beyaz veya mavimsi beyaz olmasına dikkat edilir Bursa ırkının taşıdığı siyah renk tonuna hemen hemen başka hiç bir güvercin ırkında rastlanılmaz Hatta diğer güvercin ırklarındaki parlak siyah renk tarif edilirken Bursa kusu gibi ifadesi çokça kullanılır Yanar-döner çok parlak bir siyah rengi yine başka hiç bir güvercin ırkında rastlanılamayacak kadar kırmızı ayaklar taşır Beyaz tırnakların standart olduğu ayaklarda bilekten asağısının temiz yani kesinlikle tüysüz-tozluksuz olması gerekir Biçimsel özellikleri keskin elemelerden geçirilen Bursa ırkı makaraci ırklarımızdan biridir Sakin karakteri uçuşa geçeceği anda telaşlanmasıyla değişir Sert kanat atışlarıyla çok farklı Yüksekliklerde alışmaya bağlı olarak yaklaşık4-5 saat uçar Ortalama 10 güvercinlik gruplar halinde uçurulurlar Birbirlerini takip ederler ama biraz mesafe aralığı vererek kısmen dağınık uçarlar Yanlarına refakatçi verilmez, pırıltıya duyarlılıkları yoktur Bu yönüyle havada kontrol edilmeleri zordur Salmalarından oldukça açılabilirler Diğer salmalara ve havada karşılaştıkları diğer gruplara aldırış etmeden gezerek uçarlar Salmalarına inmelerine yakın veya çok yüksekteyken makaraya girerler Bulut yüksekliginde makaraya girdiklerinde grupta kısmi bir dagılma görülürken ortalama 1-5 arası kombinasyonlarla makaraya girmeleri seyretmeye deger bir görüntüdür Kanat döverek veya uçus sırasinda aniden başları tam kuyruk üstüne gelecek sekilde kanatları açık pozisyonda makaralarını sergilerler Yere inislerinde zorlanırlar, salmalarının üzerinden bir kaç teget geçme sonrasında aniden iniş yaparlarHavada sergiledikleri bir baska farklı görüntü ise ani yükselti degistirmeleridir Yükseklerdeyken aniden kanat atarak 45 derecelik açıyla dalmaya benzer bir hareket göstererek hızla alçalırlar sonra tekrar hızla yükselmeye baslarlar Sahin veya atmaca saldırısı anında bu özelliklerini kullanarak onlardan ustalıkla uzaklasabilirlerBursa ırkı alıştığı salmadan başka hiç bir salmaya itibar etmezken satıldığı yere çok çabuk alışırYalnız bir kerelik alıştırma egitimi dahi Bursa ırkının sadık uçucu olması için çoğu kez yeterlidir Uçus egitimi alanların 45-50 km mesafeden evlerine dönmeleri beklenir Buradan anlaşılacağı gibi yavrular uçus egitimi alırken ve sonrasında pek problem çıkarmazlar Bakımı kolay olan Bursa ırkının dayanıklılığı ve mükemmel yavru bakımı yetistiricisine sagladığı avantajlardandırBursa yetistiricileri çok hassas kriterlerle ırkı muhafaza ettiklerinden dolayı bugün arı ve mükemmel ailelere rastlamak ülkemiz yetistiriciliği adına gurur vericidir 
KARABAS: Sadece kanat-kuyruk beyaz ve kafa siyah ise 
KARAKANAT : Sadece kuyruk tüyleri beyaz ise 
AKMAN : Kafa döneklerdeki gibi tamamen kesme beyaz ise 
ABRAS : Kafadaki beyazlık alında ise 
KILITLI : Beyazlık gözden göze serit gibi birleşirse 
SÜRMELI veya ÇEKMELI : Beyazlık göz hizasından kafanın arkasına doğru giderse 
NOKTALI- MUSKALI- YASMAKLI : Kafada gaga altında beyazlık varsa beyazlığın büyüklüğüne göre sırayla (azdan çokluğa) Noktalı, Muskalı, Yasmaklı ismini alırMavi renkli olanlar ayrı bir irk olup;MÜLAKAT  Mülakat uzlaşma anlamındadır Yabani güvercinle Bursa OYNAR'in eşleşmesi ile elde edildiği sanılmaktadır
 

Çakal



Makaracı ırklarımızdan biri de Çakaldır Ülkemizde “Çakal” adı ile bilinen bu güvercinler, dünya üzerinde “Çakal Roller”, “Cakal Roler”, “Rouleur de Cakal” gibi adlarla tanınmaktadır Eski kuşçuların “Nalbant” da dedikleri bu kuşları, eski dönemlerde Bursa’da çoğunlukla atlara nal çakılması işinde çalışan esnaflar yetiştirirmiş 
Nalbant adı buradan geliyor Ancak günümüzde kullanılan ve bilinen bir isim değildir Çakal adı, bu kuşların renk olarak çakal (Canis aureus ) benzemeleri nedeni ile bu kuşlara verilmiştir Bu güvercinler gerçekten de kızılkahve ve pas rengi olurlar Çakal adlandırması ülkemizde bu renge sahip diğer kuşlarda da örneğin kelebek ırkında da kullanılmaktadır Bu durum kısmen bir karışıklığa neden olmaktadırBunun yanı sıra genel olarak kuşçularımız arasında Çakal ırkını, Bursa ırkının bir renk tipi gibi algılama eğilimi yaygındır Gerçekten de bu iki ırk birbirinin renk tipi olabilecek kadar benzerdirler 

Çakal ırkı günümüzde hızla azalmıştır Ülkemizde yetiştirildiği bölgeler olan Marmara ve Trakya’da eskisi gibi fazla ilgi görmemesi sonucu giderek kaybolmaya yüz tutmuştur Yurdumuzda bu bölgeler dışında zaten rastlanmadıklarını söyleyebiliriz Bugün ne yazık ki korunması gereken ırklarımız arasına girmişlerdir 

Tekirdağ / Çorlu’dan Tayyar Başaran adlı yetiştiricimizin bu ırkı eskiden beri geliştirmeye çalıştığı bilinmektedir Gene Edirne’den Metin Ayaz adlı yetiştiricimizin Çakal ırkı üzerine çalıştığı bilinmektedir Performans ırlarımızdan biri olmasına karşın son dönemlerde daha çok renk ve şekline bakılarak alınıp satılmaya başlaması sonucu uçuş özellikleri gerilemiştir Hatta Doç Dr Türker Savaş, bugün bu kuşların neredeyse hiç uçmadıklarını belirtmektedir Bu durum kuşkusuz yetiştiricilerin tutumu ile yakından ilgilidir

Bu kuşların Ankara’daki tek yetiştiricisi olan Zeki Güleröz 1974 yılından beri aynı damarı koruyarak gelmektedir Kendisinin kuşlarını uçarken seyrettim Oldukça uzun uçtuklarına şahit oldum Hatta geçenlerde ilginç bir olay yaşadık Bursa ırkı ile birlikte akşamüzeri 1700 de uçurduğumuz Çakallar, bir süre uçtuktan sonra nokta yüksekliğine çıktılar ve saat 2000 gibi gözden kayboldular Ancak dürbün ile izleyebiliyorduk Saat 2100 de hava karardı ve yaklaşık 20 kuşluk filo geri gelmedi Kuşlar ertesi gün sabah havanın aydınlanması ile birlikte teker teker geri dönmüşler Geceyi nerede nasıl geçirdiklerini bilmiyoruz 

Çakal ırkının tarihi geçmişi ve özellikle de ne zamandır yetiştirildiği hakkında bir belgeye sahip değiliz Bu konudaki bilgilerimiz eski kuşçuların söylediklerine dayanmaktadır Söylenenlere göre bu güvercinler, Şehremini ve Kocamustafapaşa kuşları olarak da bilinmektedirler Bu iki semt İstanbul Fatih’te birbirine komşudur Bu kuşlar eskiden bu semtlerde yoğun olarak beslenirmiş Eski adı Samatya olan Kocamustafapaşa semti İstanbul’da eskiden azınlıkların ve özellikle de Rumların yaygın olarak oturdukları bir semtti Samatya adı Rumca olduğu için değiştirilerek sonradan Kocamustafapaşa adı koyulmuştur Irkın kökeni ve ülkemize nereden geldiği konusunda kesin bir bilgi sahibi olmamakla birlikte, büyük bir olasılıkla Rumlar kanalı ile Balkan ülkelerinden ya da diğer Avrupa ülkelerinden yurdumuza gelmiş olabilirler Bu bilgiler ışığında Çakal ırkının yurdumuzda İstanbul kökenli olarak geliştiğini ve yayıldığını söyleyebiliriz 

Türk güvercin ırklarını tanıtan Almanca bir kaynakta da bu güvercinlerin 100 yıldır ülkemizde tanındığı belirtilmektedir Çakal güvercinleri dış görünüş olarak Bursa ırkına çok benzerler Gagaları Bursa güvercinlerine göre biraz daha kısa ve incedir Ayaklarda paça bulunmaz Ayakların dirsekten aşağısı tüysüz olur Tepelilik özellikleri yoktur Kanatlar kuyruk üzerinde taşınır Gözler açık çakırdır Göz çevresi halkası biraz belirgin ve açık renklidir Vücut olarak büyüklükleri Bursa kuşları ile hemen hemen aynıdır 

Çakal ve Bursa arasındaki en belirgin fark, kuyruk telek sayısı ve kuyruk üstü yağ bezesi konusundadır Çakallarda kuyruk telek sayısı 14 ve bazen de 16 olabilmektedir Kuyruk üstü yağ bezeleri bulunmaz Bursalar da ise telek sayısı 12 dir ve kuyruk üstü yağ bezesi bulunur Kanatlarda ki beyaz teleklerde 7 ye 7 formu aranılan bir özelliktir Kuyruk teleklerinde renkli tüy bulunmamalıdır Kuyruğun alt ve üst kapakları düzgün biçimli ve renkli tüylerden oluşmalıdır Kuşun renkli olan bölümlerinde ve özellikle karın altında ve kafa üzerinde beyaz tüyler olmamalıdır 

Bu güvercinlerin renk olarak sarı ve kırmızı olmak üzere iki tipi bulunmaktadır Her tipin ise, akkuyruk ve akkanat akkuyruk olarak iki ayrı çeşidi vardır 

Sarı : Pas rengi olarak tanımlayabileceğimiz renkteki kuşlardır Akkuyruk olanlarda kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olur Arada farklı renk tüy olmamalıdır Akkuyruk akkanat olanlarında ise kuyrukla birlikte kanat telekleri de beyazdır 7 ye 7 formu ideal kabul edilir, arada renkli telek bulunmamalıdır 

Kırmızı : Sarılara göre daha koyu tonlu olurlar Kızıla yakın bir kırmızı renge sahiptirler Akkuyruk olanlarda kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olur Arada farklı renk tüy olmamalıdır Akkuyruk akkanat olanlarında ise kuyrukla birlikte kanat telekleri de beyazdır 7 ye 7 formu ideal kabul edilir, arada renkli telek bulunmamalıdır 

Çakal ırkı uçuş özellikleri bakımından makaracı ırların bütün özelliklerine sahiptir Son yıllardaki uçuş performansındaki gerilemeye karşın, aynı Bursa ırkı gibi uçar Makara yapma ve uzun uçma özellikleri vardır İyi bir Çakal 3 - 4 saatten aşağı uçmaz
 


Dolapçı



Türkiye'de Denizli dışında pek çok bölgede dolapçılara dönek denildiğini biliniyor, ancak Denizli'de dolapçı ve dönek kesin olarak ayrılmaktadırBu ayırım Denizli'li yetiştiriciler tarafından uzun yıllardır yapılmakta ve isimlendirilmektedir
Dolapçı ırkını karşılaştırmalarla tanıtmak gerekirse yapıları itibariyle Dönekler ile hava oyunları itibariyle Kelebekler ile karşılaştırmak gerekir 
Döneklere oranla kısa boylu, kısa bacaklı fakat basık yapılı döneklere oranla dik duruşludur Hemen her renkte görülebilen dolapçılarda gaga renkleri kuşun renk yapısına göre değişir Ayrıca, örneğin siyah bir dolapçıda hem beyaz hem siyah gaga rengine rastlanılabilirYabani (sarı) dahil her çeşit göz rengi bulunabilirErkekler daima kanatlarını kuyruk üzerinde taşırken dişilerde kuyruk altında taşıyanlara rastlayabilirsiniz14 tel (bazen 16) kuyruk sayısına sahip dolapçılarda kuyruk düzeni aranılan bir özelliktirIrk olarak kuyruküstü yağ bezesi olmayanların daha iyi netice vereceğine inanılırHastalıklara açık döneklere oranla çok daha sağlıklı olan dolapçılar yine döneklere oranla daha iyi bakıcıdırlar 

Dolapçı Denizli'de grup uçucusudur Yine grup olarak uçurulan Azmanların biraz üzerinde veya kısmen içinde uçarlar Grup yalnız dolapçılardan oluşuyorsa kümes üzerinden ayrılmayan bir düzenle biraz dağılarak hızla yükselirler Azmanlar gibi birbirlerine çok yanaşık uçmadıkları gibi Kelebeklere oranla havada çok fazla dağılmazlarKanat atışları döneklerden daha serttirDöneklerde görülen pırıltıya aşırı duyarlılık dolapçılarda pek görülmez Kumru, yabani güvercin veya başka kümeslerden verilen pırıltılar dolapçıyı kolay kolay şaşırtmaz Öyle ki Denizli'de 15-20 km mesafeden yarışma amacıyla bırakılarak denenmektedirler Akıllı nesiller Denizli'li kuşçular tarafından sıkıca takip edilmektedir Bunun bir sebebi her akşam üzeri grupların havada birbirleriyle karıştırılmasıdır Oyun kaabiliyeti ne kadar ideal olursa olsun iyi bir dolapçı aynı zamanda kümesine sadık olmalıdır 

Dolapçı ne kadar yüksekte olursa olsun kümesinden pırıltıyı gördüğünde derhal yıkılır Burun üzeri kanatları tam açık spiraller çizerek hızla kümesinin bulunduğu noktaya dalarSpiraller ne kadar dar ve hızlı olursa o kadar beğenilir ve seri dolap olarak adlandırılırGeniş spiraller çizen ve yavaş alçalanlara fırtıkçı adı verilir, beğenilmezlerDönekte görülen bir kaç metrelik kesintisiz pervane dönüşü dolapçıda görülmez Kelebek dalışından çok daha seri ve hızlı bir dalışla alçalır Bilindiği gibi dönek kanatlarını toplayarak veya hafifçe aralayarak bir kaç metre boyunca düz bir hatta hızla fırıldak gibi döner ve belli bir açı veya yükseklik ister Dolapçı spiralleri takip eder, açı veya yükseklik seçimi yapmazDöneklerle melezler dönmeye yakın oyunlar yapsa da dönüyor sayılmazlar 

Sakin yaratılılışlı döneklere oranla daha ürkek olan dolapçıların yavruları uçuşa alıştırma esnasında kollanmalıdır Gruplar eşliğinde alıştırılmaya başlatılan yavrular çok çabuk uyum kazanırlarBaşka filolarla çarpışmaya girmeden bir kaç tecrübe geçiren yavru daha sonra güvenilir bir uçucu olacaktır 

En beğenilen renkleri sütbeyaz,yamalı,çil ve akkuyruklardır Döneklere has akbaş-akkuyruk renklerine çokça rastlanılırSon yıllarda Denizli'de görülen tepelileri Yugoslav kuşları ile melezlenmiştirBacaklarında tozluk veya paça bulunmaz 

Osmanlı Devletinin balkanları fethiyle beraber varlıklı Türk ailelerinin anadolu üzerinden Dönek ırkını beraberlerinde götürdüklerini biliyoruz Bu gün hala balkan ülkelerinde en iyi dönek yetiştiricileri yaşlı TürklerdirÇeşitli kaynaklarda bu bilgiler yer almaktadır Cumhuriyetimizin kurulışundan sonra mübadele yıllarında tekrar geriye dönen Türk aileleri dönek ırkını yanlarında geri getirmişlerdir Denizli'ye döneklerin getirilişinin bu yolla olduğu bilinmekle beraber dolapçıların çok daha önceleri güvercinliklerde bulundukları bilinen ve söylenen bir gerçektir En büyük olasılık bu iki ırk uzun yıllar ayrı kalan akrabalardır
 


İskenderun



İskenderun Bağdat ırkları içinde en ilginç ve benzersiz olanıdır İngiliz Carrier, Fransız Bagdat, Steinheim Bagdat, İspanyol Bagdat, zaman içinde bazı melezlemelere maruz kalmıştır, İskenderun ırkı ise saf bir ırktır
Aldrovani 1610, Willoughby 1676 ve John Moore 1735 yıllarında yazdıklarında, Iskenderun ırkını uzun, kıvrık gagalı, kuvvetli bir ırk olarak tanımlamışlardır Bu ırkın Ingilterede Scandaroon olarak ismini koyan John Moore'dir 

Almanlar bu ırkı Nurnberger Bagdette, Pagadette, Pavdotte, Bagotten, Pagadotten taube ve Hocker-taube gibi isimlerle isimlendirmişlerdir Fransızlar ise Pigeon bagadais a grande morille ismini vermişlerdir Bu ırkın Iskenderun diye isimlendirilmesinin sebebi Avrupaya Iskenderun limanından götürülmüş olmasudur Araşturmalar bu ırkın Bagdat'tan Turkiye'ye getirildiğini göstermektedir Almanya'nın guneyinde, Nurnberg, Erlangen, Fuhrt ve Michelav Iskenderun üreticilerinin yoğun olduğu bölgelerdir Ilk Alman Iskenderun güvercin cemiyeti 1895 yılında kurulmuş 35 üyeyle katıldıkları National Show'da 170 Iskenderun sergilenmiştir Amerikada 1950 yılında George Neuerburg'a (NPA Master Breeder Certificate) Amerikanın en usta Iskenderun üreticisi unvanı ve diploması verilmiştir 

İSKENDERUN IRKINA AİT STANDARTLAR 

1- Boyu ucundan, kuyruk bitimine kadar 42--43 cm'dir 2- Gagası 4 cm'dir aşağıya doğru kıvrıktır 3- Gaga üzerindeki kopuk çapı 3 cm'dir 4- Gözlerinin etrafındaki kırmızı dairenin çapı 12—15 milimetredir 5- Bacakların uzunluğu 11-12 cm'dir 6- Kanatlar açık olduğunda bir uçtan diğer uca uzunluğu 74 cm'dir 7- Ağırlığı aç haliyle 590 gramdır 8- Göz rengi, tüm parçalı renklerde ve düz beyazlarda SIYAH'tır Diğer renklerde koyu kırmızı, turuncu'dur 9- Parçalı olanlarda gözlerinin altından gagaya doğru uzanan bıyık diye tabir edilen kısım vardır Bunlar yüzün her iki tarafında da olmalıdır 

İSKENDERUN ÜRETİMİ 

Üretimi diğer ırklara göre daha zahmetlidir Bu kuşlarda döllenme, yumurtaya yatmama gibi problemler görülmez Problem, yavrular yumurtadan çıktıktan iki hafta sonra başlar, yavruların gagaları uzadıktan sonra anaç Iskenderun çift yavrularını besleyemez hale gelir (çok ender olarak besleyenlerde görülmüştür)Ureticiler bu zorluklardan dolayı yumurtaları posta güvercinlerinin ya a Magpie (orta doğu ülkelerinde bu ırka yahudi deniliyor) ırkı güvercinlerin altına aktararak çıkan yavruları üvey anaçlara besletirler, bu yapılsa bile üretici zaman zaman yavruları yuvadan alıp kendisi beslemek zorunda kalır Posta güvercinleri bu cinsi en iyi besleyen ırktır 

RENKLERI 

Iskenderun'un düz renkleri; Beyaz, Siyah, Kırmızı, Sarı'dir Gri veya Küllü dediğimiz renkler siyah kuşaklı olurParçalı diye tabir ettiğimiz çift renkli olanları ise, Beyaz üzerine Kırmızı, Siyah, Sarı, Gri renklerden oluşur Bunlar düz renklere oranla daha populer'dir Gözlerinin alt kısmında gagaya doğru uzanan yamalar (bıyık)olurIskenderun sert tüylü güvercinler sınıfına girer Hızlı uçar vücudu ve kanatları kuvvetlidir Filo uçucusudur Turkiye'de eski yıllarda Iskenderun ve Tarsus bölgelerinde popüler olduğu bilinmektedir
 

Kelebek



Anadolu'ya has bu güvercin ırkı herhalde tüm Türkiye'de aynı isimle tanınan tek ırktır Zira diğer bir çok ırkın yerel adları yöreden yöreye değişiklik göstermektedir Bunun yanı sıra Türkiye'de takla'dan sonra en çok tanınan ırktır
Kökeni hakkında bilgi olmamasına rağmen yukarıda saydığım nedenlerle çok eskiye dayandığını söyleyebilirim Hatta Dönek,Makedon döneği ve Vuta (Wouta) gibi dalıcı kuşların köken ırkı olduğu konusunda ciddi kuşkularım var 

Dönekten daha küçüktür ancak duruşu daha dik olduğu için yüksek yapılıdırGenel anlamda vücut yapısı,tüm uçucu kuşlarda olduğu gibi geniş göğüslü ve ayakları nispeten kısadırTam ters V görünümündeki kuyruk genellikle 14 telekten meydana gelir12'den fazla telekli kuyruklu olan hemen hemen tüm ırklarda olduğu gibi kuyruk üstü (yağ bezesi) yokturKanatlar daima kuyruğun üzerinde taşınırUçuş sırasında döneğin sivrimsi görünen kanatlarına nazaran kelebeğin kanat uçları yuvarlakımsı olurOrta uzunlukta gagaya sahip olan bu kuşlarda kafa yapısı döneğe nazaran biraz daha köşelidirYine döneğin belirsiz boynuna nazaran kelebeklerde boyun belirgindirGöz rengi siyah veya açık renkli (biz çakır diyoruz,yeşilimsi sarı) olabilirBazılarında bir göz siyah diğeri açık renkli olabildiği gibi yarısı siyah diğer yarısı açık renkli gözlü bireylere de oldukça sık rastlanmaktadırAyakları daima paçalıdırKısa paça parmakları güzelce örterAlman kaynaklarında kelebeklerden tepeli yavruların elde edildiği belirtilmişse de bu ırk tepesiz olarak tanınır 

Bu ırkın tüy rengi belirgin olarak yetiştirildiği yöreye bağlıdırGenellikle alaca renkte olan bu kuşlarda düz renklerde görülebilirGünümüzde Türkiye'de bu ırkta renk harmonisine çok önem verilmektedirKafa ve kuyruk renkli diğer yerleri beyaz olanlar renklerine göre kara kafa kara kuyruk,mavi kafa mavi kuyruk veya altınbaş (kafa ve kuyruk kırmızı olanlar) olarak adlandırılmaktadırlarAncak bu rengin saf olarak yetiştirilmesi mümkün değildir (bu renkte homozigoti mümkün değil)Bir çift kafa ve kuyruk renkli kuşlardan düz renkli ve beyaz yavrularda elde edilmektedirBir düz renkli ile bir beyazdan ise genellikle kafa ve kuyruk renkli yavrular elde edilmektedirDüz renklilerin kendi aralarında çiftleştirilmelerinden ise düz renkli yavrular elde edilmektedirYalnızca renkli kuyruklu olanlarına da oldukça sık rastlanılmaktadırRenkli kuyrukluların yine büyük bir kısmında ensede leke yada gaga başlangıcında renkli çizgiler (bıyık) veya gaga altında büyükçe leke (sakal) bulunmaktadır Solo uçuculuklarıyla tanınırlarKalabalık olarak uçurulduklarında arı oğulu gibi karmakarışık uçarlarGenellikle altlarında uçan kuşlara göre kendilerini yönlendirirlerUçuş süreleri antremana bağlı olarak yarım ile iki saat arasında değişirBunlarda start aldıklarında dönekler gibi çok çabuk yükseklik kazanırlarBazı yörelerde yüksek uçuculuklarının tutulmasından dolayı dönekten farklı olarak çok yüksekte nispeten uzun süre kalabilirlerHatta yükseklikten dolayı gözden kaybolmaları bile mümkündür 

Aşağıdan kuş gösterildiğinde spiral şeklinde dönerek inerlerDönüşleri dönekteki gibi pervane şeklinde ve yüksek devirde değildirDönüşlerini kendi kendilerine havada gösterirlerBazıları takla da atmalarına rağmen takla arzulanmayan bir özelliktirYerde tavuklar gibidirlerKendi kendilerine yerden kolay kolay kalkmazlar
 


2. Sayfaya Gitmek İçin Tıklayınız

 
  Bugün 1 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
 
 
Loading
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol