KÜMESLERDE SİZİN SAĞLIĞINIZ
Bu makalenin amacı sizin sağlığınız ve onu nasıl koruyacağınız hakkındadır.
Semptomlar
Yaygın olarak bilinen PFL, Amerikalılarında 'hypersensitivity Pneumonitis' dedikleri alerji tipi, akut ve kronik olmak üzere iki tiptir. Salmalarda 4-8 saat durulmasında yoğun bir grip, ateş, soğuk algınlığı, öksürük, kas ağrısı ve nefes darlığı meydana gelir. Doktorlar steteskop ve rontgen aracılığıyla ciğerde bulunan anormallikleri farkedebilir. Kan testlerinde güvercin proteinlerine karşı oluşan yüksek seviyedeki antikorlar gözlenebilir. Semptomları 48 saat görülmesine rağmen bir ya da iki hafta sürebilir. Her ne kadar semptomlar kendiliğinden geçse de semptomlar hala belirginken doktora gözükmek kronik hale gelmesini önlemek için gereklidir. Kronik form ciğerlere zarar verdiğinden ciddi vakalarda ölümlere bile yol açabilirler. Başlıca semptomları; öksürük, nefes darlığı ve aşırı derecede kilo kaybıdır.
PFL ilk kez 1965 yılında literatüre girmiştir. PFL de kuş materyallerinin hastalığa sebep olduğu kanıtlanmamakla birlikte başlıca sebepler; dışkılar, tüyler ve de en önemlisi güvercin tozu ve partikülleridir.
Genel Risk Durumları
Salma temizliği: Dışkıların çoğalmalarına kesinlikle izin vermeyin. En tehlikeli partiküllerin kaynağı dışkılardır. Partiküllerin temizlenmesinde en etkili yol elektrik süpürgesidir. Makineden geçen tozun tekrar havaya yayılmasını önlemek için filtre koyun. Salmanın içini periyodik olarak yıkayın. Yıkama kuruma için güzel bir günde ve sabah yapılmalıdır.
Güvercinlerin elle tutulması: Güvercin ele alındığında partiküller de ele geçerek ağız-burun yoluyla vücudumuza girebilir. Sürü egzersiz için dışarı bırakıldığında hepsinin aynı anda kanat çırpması salmada bulunan bütün tozları kaldırmaktadır ve 10-15 dakika geçtikten sonra bile normal seviyesine dönmez. Kuşları serbest bıraktıktan sonra salma iyice havalandırılmalı ve tozlar inene kadar terk edilmelidir. Salmada kalmak zorunluluk ise mutlaka maske takılmalıdır. Tüy dönemlerinde bu gizli partiküller önemli derecede artış göstermektedir.
Kişisel Korunma Yolları
Maskeler: İlk olarak 1982 yılında yapılmış, çeşitli tip ve boyutlarda kuş besleyenler için yapılmış maskeler bulunmaktadır. Maske takarken en önemli nokta yüzünüze tam oturmasıdır. Hasta maskelerini takmanın bir faydası yoktur. Aile fertlerini üzerinde taşıdığı kıyafetlerden dolayı risk altına sokmamak salma içinde için koruyucu elbise giyilmelidir. Güvercin besleyicilerinin aileleri de güvercinlerle hiç bir teması olmamasına rağmen etkilenmektedirler. Bunun sebebi yetiştiricilerin partikülleri kıyafetleriyle evlerine taşımalarıdır. Salmada giyilen kirli kıyafetler orada çıkartılmalı ve özellikle ayakkabılar için kolay çıkartılabilen koruyucular kullanılmalıdır. Partiküller cild üzerinde de çoğalabildiklerinden eller bol su ve sabunla yıkanmalıdır.
Güvercin hareketleri: Güvercinlerin kümes içerisinde faslaca kanat çırpmaları havada tozların daha çok yayılmasına sebep olur. Salmaların dizaynı, güvercinlerinizi yakalamaya çalıştığınızda kanat çırpıp kaçamayacakları şekilde yapılmalıdır. Kuşlarınızı kendinize alıştırmanız bu sebepten önem taşır.
Sık banyo: Kuşlarınıza salmalarınızın dışında banyo yaptırmanız önerilir. Çok fazla banyo yaptırmaya gerek yoktur. Kuşlarınız kendilerini banyo düzenine alıştırırlar. Güvercinlere yarış öncesi 3 gün banyo yaptırılmaz ki yarışta yağabilecek yağmurdan korunmak için kanatlarında yeterli balmumu olabilsin.
Güvercin sayısı: İhtiyacınızdan daha fazla kuş beslemeyin. Salmada fazla kuş daha fazla partiküllerin çoğalamasına sebep olur.
Bazı insanlarda hiçbir allerjik reaksiyon göstermemekle birlikte önlem olarak kuşlarınızla gün içinde salmalarda 40 dakikadan fazla kontakt kurmamak gerekir. PFL de en büyük problem ondan nasıl korunacağını bilmektir. Daha basitleştirirsek bu (PFL) güvercinlere karşı bir alerjik reaksiyondur. Aynı kedilere, köpeklere ve belirli yiyeceklere karşı olan alerjik reaksiyon gibidir. Açık havada (meydanlar gibi) bu problemden yakınmak imkansızdır.
RESIMLERDEKI KUSLAR ISPANYOL PIKA GUVERCINLERI
İspanya'nın Seville şehrinde 2005 yılında yapılan Suelta yarışından bir görüntü. Fotoğraf Rene Kruter tarafından çekilmiştir.
ASAGIDAKI LINKTEN TUM BILGILERI BULABILIRSINIZ
1. Mutlaka standartlara uygun kümes veya kümesler.
2. Temizlik ve hijyen
3. Sağlıklı damızlık
4. Finansman
5. Zaman
6. Sportmenlik
1.Kümes ;
Kümes deyince aklımıza gelen konu; güvercinlerimizin rahat edebileceği, sağlık koşullarına uygun ,yaşamları süresince barınabilecekleri güvercin evlerinden söz ediyorum. Kümesleri, bahçe kümesleri ,tavan arası kümesleri ve teras kümesleri olarak sınıflandırabiliriz. Kümeslerimizin cephesini , şayet şeçeneğimiz varsa rüzgarın daha ılık estiği, sabah güneşini ve gün boyu güneş ışınlarını alabilen doğu veya güney doğu yönlerine kurarsak kuşlarımızın güneş ışınlarından azami derecede faydalanmalarını sağlarız. Böylece sabahın erken saatlerinde kümesin içersindeki havanında ılıklaşmasını sağlarız. Kümeslerin çok lüks olması önemli değildir ancak ihtiyaçlara cevap vermesi çok önemlidir. Bahçe kümeslerini ve terasta inşa edeceğimiz kümesleri yerden 45cm gibi yüksekliğe kaldırırsak, kümesin altında oluşacak hava sirkülasyonu sayesinde kümes tabanının daima kuru kalmasını sağlarız. İyi bir kümeste dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümesin tabanının sürekli olarak kuru kalmasını sağlayan ve kuşlarımızda üst solunum problemleri yaratmayan havalandırma sistemlerinin bulunmasıdır. Bunun için belli zaman dilimlerinde devreye sokacağımız (kuşları yemleme zamanı gibi ) elektrikle çalışan havalandırma sistemlerini tercih edebileceğimiz gibi doğal havalandırma sistemlerini de oluşturabiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümes içersinde kuşlarımızı cereyana maruz bırakmamaktır. Bu nedenle kümeslerde tek cepheden, tercihen kümeslerin ön yüzünde alttan açılacak havalandırma delikleri ile kümesin içersine temiz hava girmesini sağlarız. Tavandan açacağımız havalandırma bacaları ile de kümesteki istenmeyen kötü hava ve kokuların dışarıya çıkmasını sağlarız. Böylece kuşlarımızı hava akımlarına (cereyan) maruz bırakmaksızın kümeslerimizin hava sirkülasyonunu sağlarız.
Ayrıca kümeslerde kuşlarımızın yuva ölçülerini ve şekillerini belli standartlara göre dizayn edersek hem kuşlarımız rahat eder hem de yuva temizliğinde bizler rahat ederiz. Standartlara uygun yuvadan kastım; bir çift kuşun yaşamlarını sürdürebileceği, rahatlıkla eşleşip yavrularını büyütebilecekleri, kolay temizlenebilmesi için altında tercihen yuva ızgarası olan, içersinde 2 adet yumurtalık konulabilen, önleri gerektiğinde kapatılabilmesi için yuva önü bulunan, yetiştirdiğimiz kuşların fiziki yapılarına uygun ölçülerdeki yuvaları kastediyorum. Bu yuvaların ölçüleri kişisel olarak değisse de, normal ölçüler 40x60x40 veya 40X70X40 gibidir. Konuyu biraz açmak gerekirse ideal bir yuva 40 cm derinlik, 60 cm genişlik, 40 cm yüksekliktedir. Bu standartlara sahip bir yuvada bir çift kuş, konulacak 2 adet yumurtalık sayesinde aynı anda bir çift yavru büyütürken, bir çiftte yumurtaya yatabilir. Yuva önleri sayesinde ise kuşlarımızı yuva içersine kapatıp, burada eşleştirerek, yemini ve suyunu burada vererek doğacak yavruların istediğimiz çiftlere ait olduğundan emin olabiliriz. Ayrıca yuva önlerine takacağımız mamalıklara yem koyarak, hem yavruya bakan çiftlere yardımcı olabiliriz, hem de yavruların ebeveyinlerine bakarak çabucak yem yemeyi öğrenmelerini sağlarız. Yuva altı ızgaraları ise kuşlarımızın dışkılarıyla temasını kestiği için yemin dışkı ile bulaşması sonucu oluşabilecek olan enfeksiyonların önlenmesinde rol oynayan çok önemli faktörlerden biridir. Ayrıca haftada bir kez bu ızgaraları kaldırmak suretiyle yuvalıkları kolayca temizleyebiliriz.
Kümeslerimizin tabanlarını günlük olarak temizlemiyorsak yere koyacağımız taban ızgaraları sayesinde kuşlarımızın dışkıları ile temasını keseriz. Kuşlar yerdeki dışkılara basmadığı için, bu dışkılar daha kısa sürede kuruyup, temizlik aşamasında ise daha kolay temizlenebilecektir. Kümeslerde kuşlarımızın suluklarını yerden takriben 50cm yükseklikteki sehpaların üstüne yerleştirirsek, içeride uçuşan tozların sulukları kirletmesini belli oranda önlemiş oluruz. Kuşlarımızın mutlaka hergün sularını değiştirip tazeleyelim. Böylece uzun süre suluklarda bayat su kalmayacağından suyun bakteri üretmesini de belli oranda önlemiş oluruz. Günlük verdiğimiz suyu direk çeşme suyu yerine, içersine bir miktar su dezenfektasyonu ilave ederek verirsek, sudan geçmesi muhtemel olan bazı enfeksiyonları önlemiş oluruz. Ayrıca kuşlarımıza yemlerini mutlaka temizlenip dezenfekte edilmiş bir zeminde veya yemliklerde vermeliyiz. Sanırım hiç kimse tuvalette yemeğini yemek istemez. Öyleyse bizlerde kuşlarımıza yemlerini özenle hazırlanmış yemliklerinde sunalım.Alacağımız bu basit tedbirlerle kuşlarımızın sağlıklı kalmalarını sağlamış oluruz.
Standartlara uygun kümes , yuva , tünek vs. örneklerini TGYB’nin fotoğraf galerisindeki salma örneklerinde görebilirsiniz.
2.Temizlik ve Hijyen ;
Temizlik ve hijyenik koşullar hastalıkların kolayca yayılmasını önleyeceğinden, mutlaka uygulanması gereken önemli tedbirlerdir.
Haftalık yapacağımız kümes temizliği, yerleri, yuvaları, yumurtalıkları, tünekleri ve kümeste kullanılan her türlü ekipmanı kapsamalıdır. Kümes temizliği birkaç aşamalıdır. Birinci aşamada kümesteki her yer ve ekipmanlar (yemlik, suluk vs ) temizlenmelidir. Bu periyotta mümkünse elektrik süpürgesi ile kümesteki her yerin küçük tozları alınır. İkinci periyotta ise bir kova içersine konulan bir miktar dezenfektasyon ilacı karıştırılmış ılık su ile bütün yüzeyler silinmek suretiyle, mikropların barınmasına uygun ortam yaratabilecek olan tozlar silinip temizlenir. Son olarak ta dezenfektasyon pompası ile püskürmek suretiyle kümesteki el girmeyen yerlerde dahil olmak üzere her yer dezenfekte edilir. Bu işleme alternatif olarak pürmüz ile yakmayı da deneyebilirsiniz.
Unutmamak gerekir ki yakma metodu da mikropların imha edilmesinde çok etkilidir. Ancak çok dikkatli olunmasını tavsiye ederim. Zira yangın çıkarabilirsiniz veya kendinize zarar verebilirsiniz.
3.Sağlıklı damızlık ;
Damızlık seçimimizi yaparken, kuşun gözle görülebilen ve aranılan vasıfları dışında ,sağlık barometrelerinin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Zira sağlıklı yavrular ancak sağlıklı damızlıklardan gelir. Dikkat edilecek olursa doğada sadece en sağlıklı ve en güçlü hayvanlar hayatta kalır ve onlar sürünün damızlığını oluşturur. Bizlerde tabiata fazla aykırı davranmamalıyız. Çok çabuk hastalanan bir damızlık kuşun yavruları da aynı olacaktır.Fakat sağlıklı, her türlü koşullarda hayatta kalmayı başarabilen ve hastalıklara karşı ilaç kullanmaksızın direnç gösterebilen bir damızlık, daima dayanıklı bir soyun atası olacaktır. Bilemiyorum bizler belki de posta güvercini yetiştiricisi olduğumuz için ve bu kuşlar sportif amaçlı yetiştirildiklerinden bu konuda çok hassasiyet gösterebiliriz. Ancak başka ırkları da yetiştirmiş olsaydım, aynı düşüncelerle hareket ederdim.
4.Finansman ;
Kuş bakımı sanıldığı kadar çok basit ve ucuz olmayıp, mutlaka belli oranda finansmana ihtiyaç duyulmaktadır. Bunları belirtmemdeki neden şayet yeni bir arkadaşımız bu hobiye merak salarsa, kendini nelerin beklediğini bilmesi içindir. Bu harcamaları kısaca özetlemek gerekirse; başlangıçta kuş edinebilmek için bir miktar harcama yapılır. Daha sonra kuşun olağan harcamaları vardır.Yem, ilaç, aşı, vitamin, yem katkıları vs. gibi. Form ve Performans ırklarını besleyen arkadaşların harcamaları aşağı yukarı bunlarla biterken, Posta güvercinleri ile uğraşanları daha farklı harcamalar da beklemektedir. Örneğin yarışları tertipleyen organizatörlere yaptıkları harcamalardan dolayı ödenen kuş başı ücret, ayrıca kuşları yarışlara hazırlamak için kişisel arabalarınızla veya yarış arabasıyla yaptıracağınız antrenmanlara harcanan paralar vs. Yaklaşık 80 –100 adet posta güvercini besleyip yarıştıran bir kümesin senelik harcamaları ortalama 1000 $ civarındadır.Bu bakımdan posta güvercini ile profesyonel anlamda uğraşmayı düşünen yeni arkadaşların işin bu yönünü de göz önünde bulundurmalarını tavsiye ederim.
5.Zaman ;
Hangi ırkları yetiştiriyorsanız yetiştirin, mutlaka bakımı için belirli bir zamana ihtiyaç vardır. Bu zaman diliminde eğer hava müsaitse kuşlarımızı mutlaka dışarı çıkarıp havalandırmalıyız. Bütün günü kümeslerde kapalı olarak geçiren kuşların bu özgürlüğe herşeyden fazla ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Şayet posta güvercini yetiştiricisi ve yarışçısı iseniz size günde en az iki saat gerekiyor demektir. Sabahları 1 saat, akşamları da bir saat olmak üzere günde iki saat uçurtmak gerekiyor. Başka türlü bu GÖKYÜZÜ SAVAŞÇILARINI formda tutamazsınız.
6.Sportmenlik ;
Her türlü yarış müsabakalarında olduğu gibi güvercin sporunda da yetiştiricinin diğer yetiştiricilere karşı sportmence davranması gerektiğine inanıyorum.Yetiştirici herşeyden önce başkalarının haklarına saygı gösteren, bilgi birikimini paylaşan, dürüst, birlikte aynı hobiyi paylaşan kişilerinde hobilerini yapmalarına imkan tanıyan, başkalarına ait kuşları yakaladığında, mümkünse sahibine iade etmeyi prensip edinmiş ve elindeki ile yetinmeyi bilen bir yapıya sahip olmalıdır. Bunun gerçekleştirilebilmesi içinde mutlaka her yetiştirdiğimiz kuşumuza yıl ve isim markası takılmalıdır. Kuş alımlarında kuş sahibi, sattığı kuşla beraber kuşun markasının karşılığı olan kartını veya pedigresini vererek bir anlamda alıcıya kuşun nüfus kağıdına sahip olma imkanı tanımış olur. Sanırım bu tarzda uygulamalar ile hepimizin korkulu rüyası olan kuş HIRSIZLIĞININDA önüne belirli oranda geçmiş oluruz. Güvercin yetiştirmenin bir AMAÇ değil, bizleri birbirleriyle tanıştıran ve kaynaştıran bir ARAÇ olduğu düşüncesinin, hepimizin bu olaya bakış açısını değiştireceğini tahmin ediyorum. Ayrıca hasta kuşunu bir başka yetiştiriciye satmanın da gittiği yerde doğuracağı sonuçlar açısından son derece sportmenlik dışı bir davranış biçimi olduğunu ifade etmeliyim. Şayet kümesimizde herhangi bir hastalık varsa, bunu çevremizdeki kümeslerin sahiplerine bildirip tedbir almalarını sağlamakta herşeyden önce bir insanlık ve sportmenlik görevidir.
RESIMDEKI GUVERCIN TURU ;
SEPET KUYRUK
BALON GUVERCIN
ÖZELLİKLERİ:
Bu grup güvercinlerin yaklaşık 27 ayrı çeşidi bulunmaktadır.Balon güvercinleri en belirgin farkları kursaklarını normal limitlerin üstünde şişirebilmeleridir.İkinci belirgin özellikleri dik duruşlarıdır.
KÖKENLERİ :
Almanya 14 çeşit
Belçika 1 çeşit
Fransa 2 çeşit
İngiltere 3 çeşit
Çekoslovakya 4 çeşit
İspanya 1 çeşit
GUVERCIN ALIRKEN DIKKAT EDILECEK NOKTALAR
Öncelikle dışardan GÜVERCİN alırken sağlık açısından dikkat edilmesi gereken temel bazı kuralar olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu kuralları maddeler halinde sıralarsak;
1 ) Kuşun genel görünüşüne bakılmalı ve duruş şekli, hareketleri izlenmelidir. Bir kenara çekilmiş miskin miskin duran kuşlar, tüylerini kabartıp kafasını içeri çekme eğiliminde olanlar. Genel vücut ve tüy renklerinde, tavırlarında canlılık bulunmayan, tembel görünüşlü, düşünceli kuşlar alınmamalıdır. Sürekli tek ayağı üzerinde durma eğiliminde olanlar tercih edilmemelidir.
2 ) Kuşun gözleri dikkatlice izlenmelidir. Göz bebekleri parlak ve canlı olmayan kuşlar, bakışlarında durgunluk olan kuşlar, gözlerini sürekli kapatma eğiliminde olanlar alınmamalıdır. Göz çevresi halkası kızarık ve hafif şiş görünüşlü olanlar, göz çevresinde göz yaşı akıntısından kaynaklanan bulaşıklar bulunanlar hastalıklı kuşlardır.
3 ) Burun delikleri ve gaga üzeri incelenmelidir. Burun deliklerinde tıkanıklık olup olmadığına bakılmalıdır. Burun delikleri tıkalı olan kuşlar genellikle gagalarını açarak soluma eğiliminde olurlar. Burun çevresinde burun akıntısından kaynaklanan izler olup olmadığı kontrol edilmelidir.
4 ) Güvercinlerde ağız içi sağlık açısından çok önemli bir göstergedir. Kuşun gagası açılıp ağzının içine mutlaka bakılmalıdır. Ağız içi eti, dil ve damakların rengi soluk olmamalıdır. Tatlı ve canlı bir rengi bulunmalıdır. Ağız içinde asperglosis, cadidiasis, pox ve trichomonas gibi hastalıklara ait oluşumların bulunmadığından emin olunmalıdır. Ayrıca ağız içinde CRD hastalıklarında görülen balgamımsı bir oluşum bulunmamalıdır.
5 ) Güvercinin göğsünün ortasındaki ana kemik kontrol edilmeli ve kemiğin dışarı doğru fazla çıkıntı yapıp yapmadığına bakılmalıdır. Göğüs kemiği dışarı doğru çıkıntılı olan kuşlar genellikle hastalıklara bağlı kilo kaybı sonucu bu hale gelirler.
6 ) Kuşu elimize aldığımızda ağırlığı kontrol edilmelidir. Fazla hafif ve fazla ağır kuşlara dikkat edilmelidir. Bunlar ya hasta ya da fazla yağlı olabilirler. Kuşun kendi türünün normal ağırlığında olması gerekir.
7 ) Kuşun karın bölgesi parmakla yoklanarak anormal bir şişkinlik olup olmadığına bakılmalıdır. Karın şişkinliği başta bağırsak parazitleri olmak üzere bir çok hastalığın belirtisidir. Kuşun karın bölgesindeki tüyler aralanarak etinin rengine bakılmalıdır. Eti canlı ve tatlı bir pembe tonda olmalıdır. Koyu deri, rengi, belirgin solukluk, eflatunumsu ve maviye yakın renkler hastalık belirtisidir.
8 ) Güvercinin kanat ve ayaklarında bir ur bulunup bulunmadığı gözlenmelidir. Bunun için kanadı ve ayakları iki parmağınızın arasına alıp baştan sona doğru kontrol etmeniz gerekir. Özellikle eklem yerlerinde bir urlaşma olup olmadığına bakılmalıdır. Tabanlarının altı kontrol edilip bir şişlik olup olmadığına bakılmalıdır.
9 ) Özellikle dişi kuşlarda çatı kemiğinin oluşumu parmak yardımı ile kontrol edilmelidir. Çatı kemiklerinde eğrilik ya da kırıklık olan, birinden birinin seviyesi farklı olan kuşların kısır olma olasılıkları fazladır.
10 ) Kuşun dışkısını görebilme imkanınız varsa dışkı kontrol edilmelidir. Normal dışkıya sahip olmayan kuşlar, özellikle çok sulu, yeşil ve köpüklü dışkı hastalık belirtisi olabilir.
MANTOLU GUCERCIN
Orta büyüklükte dik duruşlu bir kuştur. Boyun tüyleri birkaç parçadan meydana gelmektedir. Bu tüyler kafayı kaplayacak şekilde ahenkli bir manto görünüşü vermektedir. Bunun için mantolu, yakalı, kalpaklı gibi isimler takılmıştır. Kafayı kaplayan tüylerin uzunluğu ve kafayı örtmesi bu güvercinlerde istenen bir özelliktir bu ilginç görünüşlü kuş süs güvercinleri besleyenler için en dikkat çekici kuşlardan birisidir. Beyaz - siyah - sarı - kırmızı ve desenli renklerde olabilirler. Kökeni Hindistan dır
TROBIKAL BOLGELERIN SUSLU GUVERCINLERI
Tropikal bölgeler birçok renkli ve görülmemiş güvercinlerle kaynaşır. Polinezya adalarının yemiş kumruları (Ptilinopus cinsi) dünyanın en güzel kuşları arasında yer alırlar. Başlarının tepesi çok kere menekşe rengidir, yücutlarınm geri kalan kısımlarında ise yeşil, sarı ve leylak gibi tatlı pastel renkler birbirine karışmıştır. Adlarından da anlaşıldığı üzere, bu kuşlar başlıca meyvalarla beslenirler.
Güvercinler, tüylerinin yumuşaklığıyle tanınmışlardır, fakat Nikobar güvercini (Caloenas nicobarica) hiç de öyle değildir. Uzun, gevsek ve sivri tüyleri hu türe dağınık bir türünü. verir Nikobar güvercinlerinin tüyleri mor ve tunç parıltılı bir siyahımsı renktedir.
Güvercingiller ailesinin en iri üyeleri, Yeni Gine'nin iri bir tavuk iriliğindeki taçlı güvercinleridir . Bunlar da kestane rengi vücut tüyleri, gri kanatları ve başlarının tepesini kaplıyan dantela gibi tüylerden meydana gelmiş taçlarıyle gerçekten güzel kuşlardır Uzunlukları 75 santimdir.
BUHARA GUVERCINLERI
HEM GUZEL........... HEMDE.... SINIFININ.......... EN IYILERI